İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, Amerikan Wall Street Journal gazetesinde 25 Aralık’ta yayımlanan makalesinde İsrail’in barış için üç ön koşulu olduğunu yazdı.
Netanyahu bu üç koşulu Hamas’ın yok edilmesi, Gazze’nin silahtan ve tüm Filistin toplumunun radikallikten arındırılması olarak sıraladı.
İsrail Başbakanı’nın sözleri, Mısır’ın İsrail ve Hamas arasında ateşkese yönelik yeni bir öneri sunduğu haberlerinin ardından geldi.
BBC’ye konuşan Filistinli bir yetkili Mahmud Abbas liderliğindeki Filistin Yönetimi’nin planda yok sayıldıkları gerekçesiyle öneriye mesafeli yaklaştığını söyledi.
ABD Dışişleri Bakanı Anthony Blinken daha önce İsrail’e, Gazze’ye yönelik saldırıların yoğunluğunu azaltma çağrısı yapmıştı.
Netanyahu bunun ardından Gazze’de saldırıları şiddetlendirecekleri açıklamasını yapmıştı.
Netanyahu: Filistin Yönetimi’nin Gazze’yi silahsızlandıracağı beklentisi boş bir hayal
Netanyahu, koşullardan ilkini, İran’ın “yakın vekili” olarak tanımladığı Hamas’ın yok edilmesi olarak sıralıyor:
“ABD, İngiltere, Fransa, Almanya ve daha birçok ülke İsrail’in terör örgütünü yok etme niyetini destekliyor. Bu amaca ulaşmak için askeri yeteneklerinin ortadan kaldırılması ve Gazze üzerindeki siyasi egemenliğinin sona ermesi gerekiyor” diyor.
Netanyahu uluslararası hukuka “tam uyumlu hareket etmeye devam edeceklerini” söylüyor ve “broşürler atarak, kısa mesajlar göndererek ve Gazzelileri tehlikeden uzak durmaları konusunda uyarmak için başka yöntemler kullanarak sivil kayıplarını en aza indirmek için” İsrail’in elinden geleni yaptığını savunuyor.
İsrail Başbakanı ikinci ön koşullarının Gazze’nin “silahtan arındırılması” olduğunu söylüyor ve şu ifadeleri kullanıyor:
“İsrail, bölgenin bir daha asla kendisine saldırmak için üs olarak kullanılmamasını sağlamalıdır. Bu, başka önlemlerin yanı sıra, Gazze çevresinde geçici bir tampon bölgesi kurulmasını ve Gazze ile Mısır arasındaki sınırda İsrail’in güvenlik ihtiyaçlarını karşılayan ve bölgeye silah kaçakçılığını önleyen bir denetim mekanizması kurulmasını gerektirecektir.
“Filistin Yönetimi’nin Gazze’yi silahsızlandıracağı beklentisi boş bir hayal. Şu anda Yahudiye ve Samiriye’deki terörizmi finanse ediyor ve yüceltiyor ve Filistinli çocukları İsrail’i yok etmeye yönelik eğitiyorlar.
“Gazze’yi silahtan arındırma konusunda ne kapasite ne de irade göstermemesi şaşırtıcı değil. Hamas 2007’de kendisini bölgeden çıkarmadan önce bunu başaramadı ve bugün de kontrolü altındaki topraklarda bunu başaramadı. Öngörülebilir gelecekte İsrail, Gazze üzerindeki güvenlik sorumluluğunu üstlenmek zorunda kalacak.”
Netanyahu yazısında üçüncü ön koşulun Gazze’nin radikalleşmesinin önlenmesi olduğunu belirtiyor ve bunu şöyle anlatıyor:
“Okullar çocuklara ölümden ziyade yaşama değer vermeyi öğretmeli ve imamlar Yahudilerin öldürülmesi için vaaz vermeyi bırakmalıdır.
“Filistin sivil toplumunun, halkının terörü finanse etmek yerine terörle mücadeleyi desteklemesini sağlayacak şekilde dönüştürülmesi gerekiyor.
“Bu muhtemelen cesur ve ahlaki liderlik gerektirecektir. Filistin Yönetimi lideri Mahmud Abbas, 7 Ekim zulmünü kınamaya bile cesaret edemiyor.
“Bakanlarından bazıları cinayetlerin ve tecavüzlerin gerçekleştiğini inkar ediyor veya İsrail’i kendi halkına karşı bu korkunç suçları işlemekle suçluyor”.
Netanyahu tüm bunlar gerçekleştikten sonra, Gazze’nin yeniden inşa edilebileceğini ve Orta Doğu’da daha geniş bir barış ihtimalinin gerçeğe dönüşeceğini belirtiyor.
Diğer taraftan BBC Arapça servisinin haberine göre, Mısır’ın ateşkes teklifinde görmezden gelindiğini düşünen Filistin Yönetimi plana mesafeli yaklaşıyor.
BBC’ye konuşan ve isminin açıklanmasını istemeyen bir Filistinli yetkili, Filistin Yönetimi Başkanı Mahmud Abbas’ın Gazze savaşına ilişkin Mısır girişiminden “hoşnut olmadığını” söyledi.
Bunun gerekçesiyse planın Filistin Yönetimini yok saydığının düşünülmesi ve yeni Filistin hükümetini kurmak üzere ABD, Katar ve Mısır gibi yabancı ve bölgesel oyuncuların dahil edilmesi.
Yetkili, Mahmud Abbas’ın Filistinli yeni bir yönetim kurulması konusunun Filistin Yönetimi ve diğer Filistinli gruplar arasında çözülmesi gerektiğini düşündüğünü kaydetti.