CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Burdur’daki iftar programında; “1967 sınırlarında başkenti Doğu Kudüs olan bir bağımsız Filistin devletinin kurulması, tanınması ve bütün dünyanın bu barış formülüne destek vermesini bir kez daha talep ediyorum. Akan kanın durmasını, bütün İslam coğrafyasına ve güzel memleketimize barışın hakim olmasını cenabı haktan niyaz ediyorum” dedi.
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Burdur’da iftar programına katıldı. Burada yurttaşlarla bir araya gelen Özel, şöyle konuştu:
“DEVLET TERÖRÜ SONA ERSİN”
“Burada herhalde her birimizin üzerinde mutabakat sağlayacağı bir şeyi talep etmek gerekiyor o da akan gözyaşının ve kanın durmasıdır. Filistin’de aylardır Hamas’ın yapmış olduğu bir saldırıdan sonra İsrail devletinin orantısız şekilde hasta gözetmeden çocuk kadın gözetmeden yaptığı saldırılarda 32 binin üzerinde Filistinli hayatını kaybetti. Bunların çok önemli kısmının kadınlar ve çocuklar olduğunu biliyoruz. Mübarek Ramazan ayında çatışmaların durmasını, İsrail’in saldırılarının durmasını ümit ediyoruz. Ancak olmadı. Dünyadaki 140 ülkedeki sol, sosyal demokrat, sosyalist partilerin liderlerine mektup yazarak ateşkesin sağlanması için çaba içinde olmamız gerektiğini ifade etmiştim. Buradan Burdur’dan bir kez daha Filistin’deki zulmün, saldırıların, savaşın, İsrail’in yapmış olduğu devlet terörünün sona ermesi çağrısında bulunuyoruz.
“CHP’NİN FİLİSTİN’E DESTEĞİ BUGÜN DE AYNI ŞEKİLDE SÜRMEKTEDİR”
CHP’nin Genel Başkanı olarak, üçüncü genel başkanımız Kıbrıs fatihi Karaoğlan Bülent Ecevit’in, Yaser Arafat ile vaktinde kurduğu ilişkiyi sahiplendiğimizi ifade etmek isterim. Hem Bülent Ecevit’e hem Yaser Arafat’a Allah’tan rahmet dileriz. Onların birbiri ile olan dayanışması ve CHP’nin Filistin’e desteği bugün de aynı şekilde sürmektedir. Ben 1967 sınırlarında başkenti Doğu Kudüs olan bir bağımsız Filistin devletinin kurulması, tanınması ve bütün dünyanın bu barış formülüne destek vermesini bir kez daha talep ediyorum. Akan kanın durmasını, bütün İslam coğrafyasına ve güzel memleketimize barışın hakim olmasını cenabı haktan niyaz ediyorum.
“EMEKÇİNİN ALNININ TERİNİN RENGİ YOKTUR”
İki şeyin rengi olmaz. Annelerin gözünün yaşının rengi yoktur. Bunun milleti yoktur, ulusu, mezhebi yoktur. Bir de emekçinin alnının terinin rengi yoktur. Bu yüzden annelerin ağlamadığı, bütün çalışanların emeğinin karşılığını aldığı ve çok zor günler geçiren emeklilerimizin 10 bin lira gibi en düşük emekli maaşıyla güç günler geçiren emeklilerimizin sesinin duyulduğu, yoksulların karnının doyurulduğu, devletin sosyal devlet olma ilkesiyle ihtiyaç sahiplerine sahip çıktığı… Yerel yönetimlerin üzerine düşen görevleri harfiyen yerine getirdikleri ve bu ülkede vatandaşların barış, huzur içinde karınları tok sırtları pek, evleri sıcak, evlatlarının geleceklerinden endişe değil güven duydukları bir Türkiye’de hep beraber yaşamayı arzu ediyoruz. Tutulan oruçların bir kez daha Allah katında kabul olmasını, yapılan ibadetlerin kabul olmasını Ramazan’ın sadece aç kalmak susuz kalmak demek değil aksine bu hislerle güzel bir dille iyi dileklerle yardımlaşarak ve birbirimize sahip çıkarak geçirildiğinde gerçek anlamda Ramazanın yaşanmış olacağını bir kez daha hatırlatıyorum. Her birinizi ayrı ayrı selamlıyorum. Ailelerinize, sevdiklerinize selamlarımı, saygılarımı iletiyorum, sağ olun, var olun.”