Bişkek’ten notlar
Türkiye’nin ilk konuk ülke, Türkan Şoray’ın onur konuğu olduğu 1. Bişkek Uluslararası Film Festivali için cuma sabahı geldik Kırgızistan’ın başkentine…
Türkan Şoray, bizden birkaç saat önce uçtu. Biz; oyuncular Esra Gezginci, Burak Haktanır, Fatih Osmanlı, Muhammet Emre Kaya, yapımcı ve yönetmenler Cüneyt Karakuş, Ahmet Selim Tuncer ile İsmail Fidan’la aynı uçaktaydık. İlk gün Bişkek’i aynı ekiple gezdik.
Çin’le 858 km., Kazakistan’la bin 224 km., Tacikistan’la 870 km., Özbekistan’la bin 99 km. sınır olan Kırgızistan’a ilk gelişim.
Bişkek’e ilk ziyaretim, ama Manas Havalimanı’ndan otele gidinceye kadar gördüklerim çok tanıdık geldi bana…
Çok şeritli geniş caddeler ve iki tarafı ağaçlarla çevrili geniş kaldırımlarla buram buram Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği (SSCB) kokan bir şehir Bişkek…
Şehirde ilk dikkatimi çeken trafik sağdan, ama direksiyonu solda olan otomobiller de var, sağda olanlar da…
Bizi Manas Havalimanı’ndan şehre götüren Ahıska Türkü Şeref Romanof’a bunun sebebini sorduğumda, “2010’dan 2016’ya kadar Japonya’dan ikinci el otomobil getirmek serbestti, sonra çok kazaya sebebiyet verdiği için galiba ithaline yasak geldi” dedi.
1 doların 89 Kırgız Som’u ettiği Bişkek’teki benzin ve mazot fiyatları bir dolar bile değil. Benzin 72, mazot 71 Som…
Bişkek, göz alabildiğince düz bir alanın üzerine kurulu bir şehir. Her yer bu mevsimde bile hayvanların otladığı tarım arazisi…
Kömürden başka yer altı zenginliğinin olmadığı Kırgızlar’ın asıl geçim kaynağı tarım ve hayvancılık…
Her mevsim kar var
Manas’tan Bişkek’e gidinceye kadar sağ yanımızda uzanan karla kaplı dağ ‘Ala Tai’ yani Aladağlar. Ağustos ayında bile karın kalkmadığı yerleri olan Aladağlar, kayak yapmayı sevenlerin gözdesi…
Bizden bir gün önce Bişkek’e giden Kültür ve Turizm Bakanlığı ekibince oluşturulan whatsapp grubunda, “Gündüzleri güneşli, ancak soğuk, akşamları ayaz. Ona göre kalın giysiler alın” uyarısı üzerine en kalın neyim varsa, valizime koydum.
Manas’a indiğimizde sabah 09.00 sıralarıydı ve sıcaklık 20 dereceydi.
Bişkek akşamlarının ayazı ve pazar günü sıcaklık 10 dereceye düşünce ne olacak, yaşayıp göreceğiz.
Bişkek’ten ilk izlenimlerim şimdilik bunlar.
Türkiye’nin yedi filmle katıldığı 1. Bişkek Uluslararası Film Festivali’ne dair notları da bilahare yazacağım.
İlginç bir hayat öyküsü ‘Yanık Kitap Kokusu’
‘Yanık Kitap Kokusu’nun içinden inci gibi yazılmış bir mektup çıktı. Kitabın yazarı Işıl Kafkaslı’nın yazdıkları şunlardı:
“Merhaba Ali Bey, yazılarınızı elimden geldiğince takip etmeye çalışıyorum. Özellikle başarılı insanların öykülerini okumak ve yazmaktan keyif aldığınızı biliyorum. Bu sebepten kendi biyografimi kurgulayarak yazdığım romanımı size hediye etmek istiyorum. Yorumlarınız kitabıma değer katacaktır.
Umarım benim romanım da başarı öyküsü olarak tanımladığınız kitaplardan biri olur.
Kısaca kendimi ve kitabımı tanıtmak istiyorum.
Ben Işıl Kafkaslı. Makine mühendisiyim. Aynı zamanda eğitimci ve sosyoloğum. Kendi tecrübe ve deneyimlerimi, İslamı öğrenip, yaşama arzusuyla verdiğim mücadeleyi kurgulayarak bir roman yazdım.
Kitapta arka fonda 1980 darbesindeki mağduriyetlerin yaşanmış hikâyelerini, cinsiyet ayrımcılığının meslek seçimimdeki zorluklarını, 90’lı yıllarda kadın olmanın güçlüğünü ve sol görüşlü bir ailede yetişip, İslamı öğrenmek ve yaşamak için verdiğim mücadeleyi ele almaya çalıştım.
İlk romanım iki cilt. Henüz birinci cildini yazdım.
Şimdiden teşekkür ediyorum.”
Mektubu okur okumaz başladım ‘Yanık Kitap Kokusu’na… Bir solukta okuduğum Işıl Kafkaslı’nın kariyeri, inançları ve bir kadın olarak iş hayatında karşılaştığı zorlukları samimi bir dille anlattığı kitabın özeti şu:
12 Eylül darbesinin insanlara etkileri, başörtüsü tartışmaları, ailelerin çocuklarının geleceğine dair yaptıkları dayatma, kadınların iş hayatında yaşadıkları sorunlar üzerine sosyolojik analizler sunan gerçek bir hayat hikâyesi.
GÜNÜN SÖZÜ
“Empati, sabır ve içtenlikle dünyayı başka bir insanın gözünden görmektir. Bu okulda öğretilmez; hayat boyunca gelişir.” (Albert Einstein)